Gece 2’de gelen yakışıklı/güzel olduğunu düşünme hissi gibi yemek yerken de durduk yere gelen karizmatik hissetme anlarımız vardır bizim. Kendimizi birkaç saniyeliğine Güneri Civaoğlu cool’luğunda, İlber Ortaylı bilgeliğinde, Ayhan Işık yakışıklılığında, Ahmet Çakar özgüveninde ve Nil Karaibrahimgil tatlılığında hissederiz.
Neden öyle yapıyoruz?
Şimdilik pek bir fikrimiz yok. Bildiğimiz tek şey bu durduk yere gelen karizmanın, gereksiz olduğu.
“Şekerleri alabilirsin, kullanmıyorum”
Aslında çok güzel bir şey yapıyorsun dostum ama o iki şekeri, az önce en iyi erkek oyuncu ödülünü almış aktör gibi uzatmasan keşke garsona. Fatih misin, İstanbul’u fethettin de Yenikapı’dan giriş mi yapıyorsun? Alt tarafı çayı şekersiz içeceksin.
“Sen buna acı mı diyorsun?”
Yok abi biz korniş diyoruz bizim orada ama sen istersen acı diyelim. Şaka bir yana, afiyet şeker olsun da burnundan çıkan nefesle yemek tekrar ısındı onu nasıl yapalım? İstersen seni bir de buraya alalım.
*Kavanozun kapağını açtıktan sonra gelen artistlik*
(temsili)
“Ben salata söyleyeceğim”
Söyle tabii ki bir Sezar salata çok da yakışır masana. Ancak niye daha yoldayken başlıyoruz ki salata konuşmaya? Haa pardon. Çünkü akşamları Adana kebap ‘gömüp’ öğlenleri salata yemek bunu gerektirir.
“Ne ekmeği canım, hayatta yemem”
Aynen devam hanımefendi, üç beyazdan uzak durmak gerekiyor zaten. Lakin bütün restoran duydu, yedinciye tekrar etmeyin isterseniz.
“Kafein tüketmiyorum”
♫ We are the champions
We are the champions
No time for losers ♫
“Viskiyi buzsuz içiyorum ben”
Plaketi burada mı takdim edelim, mutfakta mı?
“Bir oturuşta 100 midye yerim”
1000 tane ye sevgili heyecanlı insan. Afiyetler, şekerler olsun. Ancak şu iddiaya girmeye çalışmaktan vazgeçsen mi acaba? Neymiş 100 tane yersen parasını ben ödeyecekmişim. Böyle iddia mı olur allasen.
“Yok canım su koyma bana, rakıyı sek içerim”
Afiyetler olsun. Yalnız rica edeceğim taksiciyi annen zannetme bir daha, geçen yaprak sarma istedin adamdan.
“Tuz çok sağlıksız, hiç tercih etmiyorum”
Damak tadınızın gelişmişliğine hayran olduğumuzu belirtmeden geçmeyelim beyefendi. Fakat tuz kullanan insanları dövecek gibi bakmasanız mı acaba? Bir masa insan kendi yemeğine kokain attığını düşünmeye başladı.
“Glutensiz beslenmeye dikkat ediyorum”
Garsonlar sizi hiç sevmiyormuş, öyle diyorlar.
Not: Sözümüzün çölyak hastalarına olmadığını, saygıyla belirtmek isteriz.
“Yalnızca organik yiyorum”
O elindeki çikolatalı gofret dünyanın son organik yiyeceklerinden biri ama olsun, niyet önemli tabii.
“Grande, quad, nonfat, one-pump, no-whip mocha lütfen…”
…dedi genç Shakespeare.
