Mekan işleten dostlar ve dışarıda yemek yemekten büyük haz alan arkadaşlar kılıçları kuşanmadan belirtelim: Tabii ki her zaman mantıksız değildir. Özel bir gün olur ya da hava evde oturamayacak kadar güzel olur; dışarı çıkmak istersin. Bizi de çağır.
Ancak çoğu zaman oldukça pahalı ve dolayısıyla mantıksız bir menem dışarıda yemek yemek. İnsanın suya 3,5 TL verince psikolojisi bozulabiliyor.
“Teşekkürler biz içip de geldik”: Su
Modern kurnazlıkların bir numarasında, bir mekana gitmeden önce ‘evde içip de gitmek’ vardır ya. Böyle giderse bir restorana gitmeden önce evde su içip öyle gideceğiz. Hayır, 3,5 liraya su mu olur?
“Dur ben bir kredi çekip geleyim”: Kola
Mübalağa sanatının güzide örneklerinden biriyle başladık cümleye. Pişman da değiliz. En bayat anlatımla, bakkaldan 2 liraya alınabilen bir içeceği, 8-10 TL arasına satın alınca insanın edebi yönü gelişiyor.
“Kaç para ulan bir nane?”: Limonata
İbrahim Tatlıses’in 1982 yapımı Nasıl İsyan Etmem filmindeki efsane replik, “Kaç para ulan flüt?”. Bu repliğin yeni nesil versiyonu da nane. Bildiğimiz limonatanın üstüne bir parça nane atıyorsun, limonatanın fiyatı karaborsaya düşüyor, maaş ağlatıyor. Sahi kaç para ulan bir nane?
“Dünyanın bütün Sezar’ları, toplanın!”: Salata
Toplanın abi. Sezar salata sata sata, sizin adınızı kullana kullana Yunanistan’ın dış borcunu tek kalemde ödeyecek paralar kazandılar. Bir telif hakkı falan isteyin. Şimdi burada fiyatları söyleyerek kimseyi rencide etmeyelim ama yüzde 10’unu alsanız yeter.
“Set ekibinin maaşlarını ben ödüyorum galiba?”: Patlamış mısır
Dünya üzerinde her gün duyulan tek cümle: “Abi bir sinema keyfimiz var, bu fiyatlar ne böyle?”. Normaldir. Zira az önce aldığın büyük boy patlamış mısır ve kolayla, filmin sanat yönetmeninin maaşını ödedin, olsun o kadar.
“Üstü kalsın, Nuh’un Ankara’nın hissesini alırsın”: Makarna
Beyler unuttuğunuz şeyler var beyler: Makarna bu kadar pahalı bir şey olsaydı, öğrenci evi yemeği olmazdı. Makarna bu kadar pahalı bir şey olsaydı reçeteyle satılıyor olurdu. Makarna bu kadar pahalı bir şey olsaydı para üstüyle borsaya girip Nuh’un Ankara’nın hissesini almıştık (fena yükseldik).
“Bunun 40 yıl hatırı değil 40 yıl borcu kalır”: Kahve
Bir soluk dinlenecektik, iki sohbetin belini kıracaktık, üç arkadaş hasret giderecektik, 40 yıl borçlu çıktık. Neden öyle oldu o?
“Oldu olacak tavuğa da 7 kişi girelim”: Tavuk yemekleri
Bu aralar tavuk yemekleri “Abi sen bize 2 servis aç” tadında. Kümes açmak istemiyoruz çünkü. En fazla bir tavuk şinitzel yiyip gideceğiz. Kümes açmaya gerek yok.
“Önce altınlarını yiyorsun hep leblebi kalıyor sona”: Çerez tabağı
Çerez tabağının bu fiyatlarda dolaşması için, içine kaju yerine yenebilir altın koyuyor olmaları gerekiyor, başka bir açıklaması yok.
“Dur ses etme, toptan Ortaköy’ü alıyoruz sanırım”: Waffle
Waffle pahalı, Ortaköy’de yenen waffle daha bir pahalı. İnsan köprünün yarısını, sahil manzarasını, toptan Ortaköy’ü aldım sanıyor. Tabii hayaller böyle. Gerçekler, 4 kişinin ‘gömüldüğü’ 1 waffle.
Maalesef bonusu: Çay
Yorum görselde.