İlla yapacaksanız, çaktırmadan yapınız.
“Aaaa sen diyet mi yapıyorsun”?
Türkiye’de diyetin kesinlikle çaktırmadan yapılması gereken bir müessese olduğunu söyledik. Ancak bu arkadaş çevresiyle mümkün mü? Hayır. Siz söylemeseniz de diyet yaptığınızı anlayan bir arkadaş bunu kendine saklamak yerine o borazan sesiyle ortalık yerde bağırır mı? Evet.
“Sen salata sever miydin ya?”
“İçinde yüzerim” deseniz de biliyordur geçmişinizi. Salatayı pilav ve yoğurtla birlikte ana yemeğe destek olsun diye yediğinizi de biliyordur.
“Ya bırak allasen nasıl olsa devam edemicen”
Bir de bu model vardır. Cebimin realisti, kendine göre gerçekleşecek fikri sizin desteğe ihtiyacınız olup olmadığını düşünmeden söyler. Aslında bunun inadına rejimin kralını yapmak gerekir ya kırmıştır bir kere özgüveni.
“Kanka bir sayfaya denk geldim süper dur bak atıyorum”
“Atma kanka atma zaten elim ayağım titriyor gizli şekerimi salarım üstüne atma” şeklinde cevaplansa dahi bu yeni bir şey keşfettiğini duyurmasa ölecek hastalığına yakalanmış arkadaş atar o sayfayı. Üç beyazda boğulasıdır.
“Biliyor musun Necla diyete başlamış”
Bir de “koynumda yılan beslemişim” tayfası vardır. Üzerinizdeki baskı artsın diyerek ‘whatsapp’ grubu kurar. Yalnızca selam verdiği insanları bile oraya ekler ve sonra salar mesajı: “Biliyor musunuz Necla diyete başlamış” Sanırsın Necla Ay’a çıkmıştır.
“Bebişim ne gereği var senin fazlalığın bile yok”
“Tabii tartıya çıkınca ibre rüzgar gülü gibi dönüyor ama fazlalığım yok doğru diyorsun bebişim” şeklinde bir cevapla konu kapatılabilir.
“O elindeki ne be yine yalan ettin di mi diyeti?”
“Yakın arkadaşınız sonuncu olursa üzülürsünüz, birinci olursa daha çok üzülürsünüz” anlayışının diyet halidir bu. O arkadaş biraz dalga biraz mutluluk içinde kuruverir bu cümleyi.
“Canım oradan bana bol kaymaklı bir künefe söyler misin?”
Türkiye’de herkesin telefonuna “Boşan da semerini ye” şeklinde kaydettiği bir arkadaşı vardır. Bu arkadaşlar yer de yer. Doymazlar. Kilo almazlar. Çok yerler. Kilo almazlar. Diyet yapmazlar. KİLO ALMAZLAR.
“Öyle diyet olmaz diyim sana ben”
Dedi genç Karatay…
“Geçtim diyetini bizim şirketin yemeklerini biraz daha yersem askere gidicem”
Şirket yemekleri diyete uygunluk açısından hak getirmekle birlikte lezzet ve kalite açısından asker yemeği kıvamında olduğu için henüz askerlik yapmamışlara hazırlık anlamındadır. Devamında da “Geçtim diyetini bizim şirketin yemeklerini biraz daha yersem askere gidicem” cümlesiyle bir büyük dürüm söylenir.
“Olum erkek adam diyet mi yapar la”
Seksistlik konusunda ustalık belgesini alalı yıllar olan bu arkadaş tayfasının hayatta bir tek konuda yorumu vardır: Hangi işin hangi cinsiyete ait olduğu. Fazla rencide etmek istemiyoruz.
“Bu Pazartesi kesin başlıyorum”
Bu Pazartesi’lerin bir anlamı varsa bu anlamların yüzde 90’ı yeni başlanan diyetlerdir. Çarşamba günü çikolatalı brownie ile bozulacaktır. Cumartesi öğleden sonra aynı cümle tekrar kurulacaktır.
“Nasıl olsa diyetteyim…”
Bir kereden bir şey olmaz düsturunun tuzsuz, yağsız, şekersiz diyet versiyonudur ve bir kereden bir şey olur. 3 gündür diyet yapılıyor diye 1,5 İskender yenmez.
“1 dirhem et 1000 ayıp örter”
Bizde atasözleri bile balık etlidir. Kendileri pilava ekmek banan atalarımız, yeni nesil de toramanlasın; ‘kuru kalmasın’ diye tencereden atasözü uyarlamıştır. İşin acı tarafı bir tabak mantıyı yemeden önce insana gerçekten gaz verir.
“İstediğim kadar et yiyebiliyorum di mi şimdi ben?”
Diyetler arası diyalog iyi bir şey değildir. Karatay diyeti yapıyorken “Dukan yapsaydım istediğim kadar et yiyebilirdim sonuçta hepsi Allah’ın bir diyeti değil mi canım?” diyerek kendini kandırmak da iyi bir şey değildir.
“Bana özel indirim varmış”
Yemeksepeti‘nin yolladığı o maili açarsan yanarsın canısı. Bir fotoğrafa aklın kanar, özel indirime tuzla koşarsın. Sen en iyisi git kendi ellerinle gir siteye, kendi ellerinle seç yemeğini.
“Çok yedim yaaa yarın rejime başlayayım”
Evde oturulan Cumartesi gecesi 2’den sonra gelen yakışıklılık/güzellik hissinin başka bir versiyonu da Doğu Karadeniz’i tek başına doyuracak yemeği tek başına yedikten sonra gelen rejime başlama isteğidir. Tokken her şey kolay, açken bir büyük pizza azdır.