Bazen çok sevdiğimiz için, bazen de yemek yapmaya üşendiğimiz için uğradığımız fast food zincirlerinde gördüğümüz ancak aslında görmediğimiz bazı hileler saklı.
Bu hileler bizleri daha çok satın almaya iterken aynı zamanda ürünler ile de bir bağ kurmamızı sağlıyor. İstesek de istemesek de özellikle fast food restoranlarında karşılaştığımız bu hileleri sizlerle paylaşmak istedik.
Belki de bundan sonra “Sizin de formülünüzü çözdük canım.” diye gideriz yemeğimizi yemeye.
Müzik midenin de gıdasıdır: Hızlı tempo müzikler ile iştahınızı açarlar.
Yapılan araştırmaya göre restoranlarda çalınan hafif müzikler insanların daha az yemek yemesine neden olmuş. Bu nedenle fast food zincirleri kendilerine yakışan bir şekilde hızlı tempo müzikler ile iştahınızı açmayı ve kısa sürede tüketimi gerçekleştirmenizi hedefler.
Benim adım kırmızı: Kırmızının acıktırıcı etkisini kullanırlar.
Pek çok fast food restoranının ya marka renkleri, ya restoran tasarımları ya da ürün paketleri kırmızı ile tasarlanmıştır. Bunun nedeni kırmızı rengin insan üzerindeki etkisi. Ne kadar çok kırmızı görürseniz vücudunuzdaki uyarıcılar acıkma hissi uyandırıyor. Yani iştahınızı açıyor.
Kokusu buraya kadar geldi: Ne kadar çok yemek kokusu alırsanız o kadar çok satın alırsınız.
Fast food restoranlarının en büyük silahlarından bir tanesi yanından geçtiğinizde sizi adeta bir çizgi filmdeymişçesine kokusunu takip etme hissi doğurması. Beyne gönderdiği sinyaller ile buraya gel diyen restoranlar için koku en az renk kadar önemli.
Menümüzü yer misiniz: Satılan her menü tek bir üründen daha fazla kazandırır.
Açık bir şekilde ifade ediyoruz. Tabii ki de bir menünün tek bir üründen daha fazla para getireceğini hepimiz biliyoruz ancak ayrı ayrı alsam daha fazla para ediyor zaten diye hesap yapıp en sonunda o menüyü satın alıyoruz. Doğal olarak tek bir ürün alma gibi bir amacımız varken daha pahalıya geliyor diye düşünüp daha fazla kazandırıyoruz.
Lütfen çocukları pistten alalım: Çocuklar için kurulan oyun alanları ile daha fazla zaman geçirmeniz sağlanır.
Çocuklu aileler için dışarı çıkmak bir sorundur. Çocuklara nasıl göz kulak olacağız derken bir anda kendilerini fast food restoranlarının çocuk oyun alanında çocuğuna dışarıdan bakarken ve yemeğini yerken bulurlar. Ailelerin yaşadıkları bu sorunu bilen fast food zincirleri özel alanlar yaratarak ailelerin daha sık gelmelerini sağlar.
Bir değil iki tane alın: İndirimli grup menüleri ile satın alma ihtimalinizi artırırlar.
Satılan her menünün daha çok kazandırma mantığından yola çıktığımızda fast food zincirlerinin sunmuş olduğu “tek ürün yerine menü alın” mantığının aynısıdır. İki menü her zaman için onlara daha çok kazandırır, bize ise bedava alıyormuşuz gibi gelir. Aynı zamanda arkadaşlarımız ile yediğimiz zaman daha çok yemek yeme ve keyif alma durumu da mevcut. E tabii ki fast food restoranları bunu da biliyor.
Bu burger fotoğraftaki ile aynı değil: Menülerde yer alan görseller iştahınızı açmak için özellikle seçilir.
Yıllardır bir konuda yakınıp dururuz; sipariş verdiğimiz ürünlerin fotoğraflarda görünenlerine benzememesi. Burada fast food markaları bir yandan ürünlerinin içindekini tam olarak gösterebilmek bir yandan da çılgınlarca canınızı çektirmek için yüksek kalite ve görsellikle fotoğraflar hazırlarlar. Siz de akan cheddar peynirin burgerinizde akamayışını izlersiniz. : (
Türkçe dersi gibi: Sıfatlar ile daha egzotik bir hava yaratırlar ve sizi ferahlatırlar.
Tüm o sevdiğimiz yiyeceklerin bir sıfatı vardır. Çok taze, çok lezzetli, ferahlatıcı… Hatta bazen ürünün kendisinin önüne geçen isimleri bile vardır. Burada hedef sizi ürünün lezzetine ve diğer özelliklerine inandırmaktır. İsim size ne kadar güzel ve egzotik geliyorsa satın alma ihtimaliniz o kadar artar.
Einstein’a rakip: Seçim yapabilmeniz için ne az ne de çok tercih seçeneği koyarlar.
Fast food restoranlarında bildiğiniz ve aşina olduğunuz menüler vardır değil mi? Bu menüleri isimleri ile de bilirsiniz. Restoranlar müşterileri sıkışmış hissettirmemek için ne çok az ne de çok fazla seçenek sunarlar. Eğer az seçenek ile müşterileri karşılarlarsa memnuniyetsiz ayrılan insan sayısı artacaktır. Aynı şey çok seçenek için de geçerlidir. Ne kadar çok seçenek, o kadar az satın alma. En sonunda belirledikleri sayı ile hem akılda kalmak hem de sınırlanmamış hissetirmek isterler.
Ekstra patates ister…: Hızlıca sordukları sorular ile hayır deme ihtimalinizi düşürürler.
Genel itibari ile fast food zincirlerinde ekstra konusunda hazırlıklıyızdır. Bazen karar veremeyiz ancak yine de restoran çalışanın bize sorduğu soruya evet diye yanıt veririz. “Ekstra patates ister misiniz?”
Hatta bu soru bazen bir soru şeklinde de gelmez. Şöyle olur: Ekstra patates? Menünüze yalnızca 3 kuruş ekle. O anda fiyatın düşüklüğü ve size tam olarak cevap verilecek bir soru bırakmadıkları için evet deyip geçeriz.