Buyrun efendim, New York’taki en “mutlaka uğranası” restoranları, cafeleri, mekanları sıraladık.
Soho’nun göbeğinde bir Fransız: Balthazar
New York’un ikonik restoranlarından Balthazar, Soho’nun göbeğinde konumlanmış bir Fransız. Geleneksel bistro tarzında hizmet veren bu restoran, Fransız kanından ötürü geniş kapsamlı şarap listeleri ve deniz ürünü tabakları ile meşhur. Eskiden bir deri toptancısının antreposu olan binası, uzun meşe barı ve enfes peynir tabakları ile kendinizi hemen ortama adapte ediveriyorsunuz.
Michelin Guide 2011’de ismi geçen Balthazar'da başlangıç olarak basit ama etkili salatalarından “frisée aux lardons” ile restoranın klasiklerinden olan kahverengi tereyağı ve kaparili patates püresini denemelisiniz. Arkadaşınızla gidiyorsanız kendi fırınlarından çıkan ekmek sepetlerinden de aldınız mı sizden mutlusu olamaz zaten.
Moules-frites için, croque-madame için: Pastis
New York’a gitmişken en hip bölgesi olan Meatpacking’deki Pastis’e gitmemek olmaz. Yine bir Fransız bistrosu olan Pastis'de, muhtemelen hemen yan masanızda oturan Amerika’nın ünlü isimleriyle Fransız usulü bir midye olan “moules-frites” yiyebilirsiniz.
Şubat 2014’den itibaren yenilik çalışmaları nedeniyle kapalı olan Pastis, açılır açılmaz bir “Croque-Madame” siparişini fazlasıyla hak ediyor.
İnanmazsınız, menüde şakşuka da var: Jack’s Wife Freda
İsrail asıllı Maya’nın hemen yukarıda ismi geçen Balthazar’da çalışırken Güney Afrikalı Dean ile tanışmasından sonra ikisi birlikte mükemmel bir restoran yaratmaya karar verir. Restoranın ismi de Dean’in büyükanne ve büyükbabasının isimleri olan Jack ve Freda’nın adını alır. Aşklarının popüler moda blogu Man Repeller’a da konu olduğu çiftin Soho’daki Akdeniz ağırlıklı restoranları; haftanın her günü, günün her öğünü için servis vermekte.
Menüde kulağınıza hiç yabancı gelmeyecek şakşukayı bile bulmanız mümkün. Özellikle denenesi lezzetleri ise kızartılmış kabak cipsleri ve “Madame Freda” sandviçleri. Instagram hesaplarıyla da bir fenomen olan Jack’s Wife Freda için günün yoğun saatlerinde sıra beklemeye değer.
Keçi peynirli profiterol + Kızarmış kalamar: Landmarc
Gitme kararı vermek için websitesine bakmanızın bile yeterli olacağı Landmarc, İtalyan ve Fransız tatlarının en güzellerini ödüllü şarap listeleriyle tamamlıyor.
Tribeca’da, Tİme Warnar Binası’nın içinde yer alan Landmarc’ın keçi peynirli profiterolleri ve kızarmış kalamarları imzası niteliğinde.
Time Warner’ın içinden Central Park manzarası: Bouchon Bakery
Yine Time Warner binasının içinde yer alan Bouchon Bakery’de kahvaltı ederken, New York’un en güzel manzaralarından biri olan Colombus Circle ve Central Park’a bakabilirsiniz. Kaliforniya’da da şubeleri olan Bouchon’un özellikle hamur işleri ve pastaları denemeye değer. Akşam yemeğe kalmak istiyorsanız menü setlerini mutlaka sormalısınız.
Scotch Egg için gidilir: The Breslin
Flatiron bölgesindeki ünlü Ace Hotel'in içinde yer alan The Breslin, barı ve akşam yemeği ile gönülleri fethetmesinin yanı sıra özellikle kahvaltısı ile asıl yıldızı kapıyor. Hatta kendisi adeta brunch için yaratılmış. En belirgin tatlarından biri ne derseniz ise, schotegg” derim.
Bir kızarmış enginarı var, uçak bileti aldırır: Morandi
Red velvet cupcake kazanına düşmek için: Magnolia Bakery
New York’a gitmişken kendinizi herhangi bir Magnolia Bakery’e atıp New Yorker’ların favorisi Red Velvet cupcake yememek olmaz.
New York’un en iyi sushi restoranı olabilir: Blue Ribbon Restaurant
Kimileri tarafından New York’un en iyi sushi restoranları arasında gösterilen Blue Ribbon bu ünvanı bana göre hak ediyor. Dekorasyonu çok yalın olan restoranın siz dışardan görünen mütevaziliğine aldanmayın; çünkü burada asıl konu sushi.
Hangover olana hamburgeriyle koşuyor: Freemans
Buranın öyle güzel ve masalsı bir cephesi var ki fotoğrafına mutlaka Instagram’da rastlamışsınızdır. Lower East Side’daki dar bir geçidin sonunda saklı bu restoran, tam bir “Amerikan diner’ı”. Antika tabloları ve dekorasyonuyla da size sıcacık hissettiriyor. Brunch için çok kalabalık olan Freemans’ın özellikle hamburgerleri tam “hangover”lık.
Brooklyn asıllı: Café Grumpy
Yediniz, içtiniz. Şimdi üzerine bir kahve içmek için Brooklyn asıllı Café Grumpy gibisi yok. Manhattan’ın birçok noktasında şubesi olan Café Grumpy Buzzfeed’in de “ölmeden önce görmeniz gereken kahve dükkanları” arasında. Kendisini büyük ihtimalle zaten Girls dizisinden Lena Dunham’ın barista olarak çalıştığı café olarak görmüşsünüzdür. Ama bir de kendiniz gidip istediğiniz kahve çekirdeği ile makaronlarından denemelisiniz.
Akçaağaç şuruplu pancake aşkına: Bubby’s
Tribeca’da tipik bir "American Dİnner" olan Bubby’s‘de ise mutlaka akçaağaç şuruplu pancake yemelisiniz.
Tamamen organik: ABC Kitchen
Flatiron bölgesinde kocaman bir binanın içindeki ABC Kitchen öyle Amerikan ki her zaman yerli satıcılardan alışveriş yapıyor. Bütün ürünlerinin organik olması ve çevreyi koruyucu tutumuyla ünlü. Menüdeki her şey, özellikle de brunch menüsü enfes.
Ayrıca yemek yedikten sonra mağaza bölümünde dünya güzeli porselen ve mobilyalardan satın alabilir, organik ve çevre dostu ürünlerle doğaya siz de katkıda bulunabilirsiniz. Amerikalı ünlülerin de gözdesi olan ABC Kitcken’da ürünler doğal olduğu icin istediğiniz her şeyi gönül rahatlığıyla yiyebilirsiniz; ama sakın yemeğin üstüne dondurmalı keklerinden denemeyi unutmayın.