Her sabah bardak kırarak çalar saat görevi yapmaları, gece uyurken ayak başparmağınızı heykel tasarımı yapma çabaları, yalnızca siz istediğiniz zaman kendilerini sevdirmeleri ve yediği yemedikleri konusunda -ıslak mama hariç- hiçbir zaman kesin bir menüye sahip olmamaları bu özgünlüğün yalnızca birkaç örneği.
Aşağıdaki cimcime ve serserilerin özellikleri ise bambaşka. Kendileri Vedat Milor’dan bile daha gurme. Ağızlarının tadını biliyorlar.
Not: Vedat Milor benzetmesini ustanın affına sığınarak yaptığımızı da belirtmeden geçmeyelim.
Not 2: Birkaç hafta önce sizlerle paylaştığımız, soğuk kış günlerinde sokak hayvanları için yapılabilecek mamaların, bu arkadaşların yedikleriyle alakası yoktur. Bunlar kendilerini insan sanıyor zira.
Geçtiğimiz 14 Şubat’ı cupcake yiyerek kutlayan bu çift
En sevdiği abur cubur Doritos olan bu serseri
Suşi yiyen bu Uzakdoğu mutfağı sevdalısı (yok artık)
Günlük meyve tüketimi konusunda Canan Karatay’ı sürekli dinleyen bu sevimli
Kenar sosu sevmeyen bu kırmızılı
“Kokusuna bayılıyorum” (bu da bir üstekinin yarım saat öncesi)
Genellikle bademli tercih eden bu dili güzel
Grup Lolipop
2014 karpuz güzeli
Patlamış değil haşlanmış seven zibidi
Formuna dikkat eden bu Brokoli
Bir kedinin brokoli yemesi…
Enerjisini muza borçlu olan bu bıyığı güzel
Denizden babası çıksa yemeye niyetli bu karides bağımlısı
“Kantalup kavununu nerden buldun da yiyorsun?” dedirten bu dişi güzel
Fast food düşkünü bu minik
Bonus 1: Maceracı’nın kedisi
bkz: Maceracı
Bonus 2: Lezzet haritası Ezgi Sertel’in kedisi
İnsanın önünden, kedinin kabından alıyor.
Bonus 3: Mehmet Yaşin’in kedisi
Mehmet Yaşin’i çok sevdiğimizi söylemeden geçmeyelim ve izninizle selamlarımızı iletelim