Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, "Aşırı sıcak yeme ve içme, yemek borusu kanserine davetiye çıkarır" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, yemek borusu kanseri ile beslenme ve yemeğin pişme şekli arasında bağlantı olduğunu belirterek, "Aşırı sıcak yeme ve içme, yemek borusu kanserine davetiye çıkarır" dedi.
Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, gizli seyreden yemek borusu kanserinin 100 binde 5 oranında görülen bir hastalık olmasına rağmen, dünyanın bazı bölgelerinde 100 binde 700 gibi çok sık oranlarda karşılaşıldığını söyledi.
Yemek borusu kanserinin sık görüldüğü toplumlarda temel sorunun beslenme şekli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Erdoğan, bu konuda İran, Japonya, Hindistan, Güney Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Azerbaycan gibi ülkeleri örnek verdi. Türkiye'deyse Doğu Anadolu Bölgesi'nde yemek borusu kanserine daha sık rastlandığını belirten Prof. Dr. Erdoğan, "Beslenme şekli ne kadar önemli olsa da, tetikleyen aşırı sıcak yemek ve içmektir" diye konuştu.
UYGUN PİŞİRİLMEYEN KEBAPLAR
Besinlerin pişirilme hatalarına da değinen Prof. Dr. Erdoğan, şunları söyledi:
"Aşırı sıcak yeme içmenin yanı sıra besinleri anormal pişirmek de en önemli faktörlerden biridir. Anormal pişirmek deyince ilk akla gelen tütsülenmiş et ve balık yiyen topluluklar ve Türkiye'nin doğu bölgesinde yenen kebapların uygun pişirilmemesi. Mangal yapılan kömür tamamen yanmalı. Duman ve is tamamen kaybolmalı. Mangal alevli ise et yüzeyi yanar, içinin çiğ kalmasına neden olur. Etin yüzeyinin yanması, protein yapısının bozulmasına yol açar. Protein yapısı bozulan et, yemek borusu mukozasında kanserojen etki oluşturur. Ağız daha dayanıklı yapıya sahip, yemek borusu daha çabuk etkilenir. Bu nedenle iyi bir mangal için kömürün iyi yanması, etin kömür ateşinden 8- 10 santim mesafede olması, alevsiz ısıyla pişirilmesi gerekir."
TEK DÜZE BESLENMEMEK GEREKİR
Hastalarının çoğunluğunun doğu bölgelerinden geldiğini anlatan Prof. Dr. Abdullah Erdoğan, bu hastalığa yakalanmada uygun olmayan ve düzensiz beslenmenin önemine dikkati çekerek, "Belli aralıklarla protein, yağ ve karbonhidrat alınmalı. Ne etçi ne de otçu olmalıyız. Protein, yağ ve karbonhidrat dengeli oranda tüketilmeli. Yüzde 45 karbonhidrat, yüzde 10- 15 oranında yağ, yüzde 20- 25 protein tüketimi idealdir. Tek düze beslenmemek gerekir" diye konuştu.
YEMEK BORUSU KANSERİ HASTASI
Almanya'dan Türkiye'ye kesin dönüş yapan 72 yaşındaki Akif Belen'e, yutma güçlüğü çektiği için başvurduğu Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde 2008 yılında yemek borusu kanseri teşhisi konuldu. Yemek borusu kapanmak üzere olduğu için yemek yiyemeyen, su içemeyen Akif Belen, Prof. Dr. Abdullah Erdoğan ve ekibinin yaptığı ameliyatla sağlığına kavuştu.
Akif Belen, 6 yıl önceki ameliyatın ardından artık yemek ve suyun, sorun olmadan boğazından geçtiğini söyledi. Belen, "Yurt dışında yakalandığım hastalıktan kendi ülkemde, Türk doktorları sayesinde kurtuldum" dedi.
Ameliyatı yapan Prof. Dr. Erdoğan da, Belen'in başvurduğu zaman yemek borusu kapanmış, yemek yiyemez halde olduğunu belirterek, "Hastanın yemek borusunu aldık, mideyi uzatarak yemek borusu oluşturduk, yeniden yemek yemeye başladı. Sağlık durumu çok iyi" bilgisini verdi.